Beşiktaş’ın Kırılma Noktası: Geçmişin Mirası, Geleceğin Sorumluluğu

Beşiktaş camiasının önde gelen ismi Prof. Dr. Mehmet Burçin Pişkin, Kartalhaber okuyucuları için kaleme aldı:

Beşiktaş’ın Kırılma Noktası: Geçmişin Mirası, Geleceğin Sorumluluğu

Öncelikle kıymetli annemin vefatı vesilesiyle arayan, soran, cenazeye gelen, taziyelerini ileten herkese gönülden teşekkür ediyorum. Gelenden de gelmeyenden de Allah razı olsun. Sizlerin desteği sayesinde kendimi hiçbir an yalnız hissetmedim.

Sevgili annem, Türkiye Cumhuriyeti’ne tam 55 yıl hizmet etmiş, binlerce mühendis yetiştirmiş, Avrupa Birliği “Yılın Bilim Kadını” ödülünü almış, dünya çapında ikinci olmuş, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yıllarca dekanlık yapmış büyük bir bilim insanıydı. Onu, bilimin, üretkenliğin ve Cumhuriyet değerlerinin izinde uğurladık. Mekânı cennet olsun.

Beşiktaş’ın Düğünü, Bugünü ve Yarını

Galatasaray-Beşiktaş derbisi özelinde bakıldığında, aslında ortada sadece bir maç değil, bir yapısal çöküşün yansıması var.

Beşiktaş’ı “saha içi” ve “saha dışı” olarak ikiye ayırdığımızda, en belirgin eksikliğin liderlik olduğunu görüyoruz. Saha içinde lider oyuncu, saha dışında ise lider başkan ve yönetici eksikliği Beşiktaş’ın temel sorunu haline gelmiştir.

Bu tabloda en az sorumluluğu olan kişi, Sayın Sergen Yalçın’dır. O, Beşiktaş sevgisiyle göreve gelmiş; ancak kendi kurmadığı, sistemini oluşturmadığı, planlamasına dâhil olmadığı bir kadro ile mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bu, teknik olarak bir “kadro mühendisliği” problemidir.

Beşiktaş son dönemde “geleceğe yatırım” adı altında, 23 yaş altı 2  oyuncuya yüksek bonservis bedelleri ödemiştir. Bir oyuncu satılmış, diğeri kiralanmış ve yerine denk bir alternatif konulmamış; Sergen Yalçın’ın en büyük itirazı da bu anlamsızlığa olmuştur. Elimizdeki genç potansiyelleri ne oynatabildi, ne belirgin kar elde ettik ne de oyuncu ekleyebildik kadroya. Bu durum bile halimizin ne olduğunun kanıtı maalesef 

Galatasaray karşısında on kişi kalan bir rakibe karşı Beşiktaş’ın özgüven ve motivasyon eksikliğiyle sahada yer alması, yapısal problemin en net göstergesidir. Futbolcular, on kişi kalmış bir rakibe karşı “kazanma hırsı” yerine “kaybetmeme korkusuyla” hareket etmiştir. Bu, bireysel değil, kurumsal bir çöküşün sonucudur.

Kadrodan Ziyade Sistem Sorunu

Beşiktaş beş yıldır rekabet gücünü kaybediyor. Bu, sadece futbolcuların değil, yönetimlerin de birikmiş hatalarının sonucudur.

Camia içindeki bazı yapılar ve dernekler, yönetimlerle kurdukları çıkar ilişkilerini sürdürmek uğruna kulübün geleceğini görmezden gelmektedir.

“Yönetim kim olursa olsun destek olalım” anlayışı, Beşiktaş’a fayda değil, zarar getirmiştir.

Yönetim kadrolarında lider vasıflı yöneticilerin bulunmaması, kulübün hem saha içinde hem de masa başında kaybetmesine neden olmaktadır. Hakemin tutumundan, federasyon ilişkilerine kadar her alanda otorite boşluğu hissedilmektedir. Bu tabloyu değiştirecek olan şey sadece “yeni transferler” değil, kurumsal bir yeniden yapılanmadır.

Beşiktaş’ı Ayağa Kaldıracak Yol Haritası

Bugün Beşiktaş kötü yönetilen, kötü planlanmış, vizyonu zayıflamış bir yapıya dönüşmüştür. Marka değeri giderek düşmekte, sportif rekabetten uzaklaşmaktadır.

Oysa Beşiktaş’ın genlerinde rekabet, mücadele, onur ve asalet vardır. Beşiktaşlı çocukların gece mutlu uyuyabilmesi, yeni nesillerin bu armaya inançla bağlanabilmesi için bu ruhun yeniden dirilmesi gerekir.

“Beşiktaş bize babamızdan miras, çocuğumuza borcumuzdur” sözü, sadece duygusal bir ifade değil, yönetim felsefesi olmalıdır.

Süleyman Seba sonrasında gelen tüm yönetimler günü kurtarmaya çalışmış; vizyoner bir planlama yerine kişisel sürekliliğe odaklanmıştır. Sonuçta Beşiktaş, her geçen yıl rekabetten biraz daha uzaklaşmıştır. Bu tablo sadece bir yönetimin değil, bir anlayışın iflasıdır.

Vizyon, Kurumsallık ve Global Rekabet

Beşiktaş artık “suyun akışını değiştirmek” zorundadır.

Global ölçekte rekabet edebilen, mali disiplini sağlanmış, kurumsal yönetim anlayışını benimsemiş bir Beşiktaş inşa edilmelidir.

Kulüp, UEFA Avrupa Ligi’nde kalıcı, Şampiyonlar Ligi’nde ise rekabetçi bir yapı haline gelmelidir.

Bu amaçla, Sayın Ercüment Meriç Öztürk ile birlikte finansal, hukuksal ve kurumsal uzmanlarla; ayrıca futbolun teknik tarafında güçlü bir ağ ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Amacımız, Beşiktaş’ı çağdaş spor yönetimi ilkelerine uygun biçimde yeniden yapılandırmak ve bu büyük markayı yeniden uluslararası başarılarla buluşturmaktır.

Evet, “adaylıksa adayız”, “destekse desteğiz”.

Beşiktaş’ın geleceği belli bir zümrenin tekelinde değil, hür ve bağımsız Beşiktaşlıların ortak sorumluluğundadır.

Son Söz

Sayın Serdal Adalı’nın “Avrupa benim için önemli değil, futbolcular için önemli” sözünü hatırlıyorum.

Oysa Beşiktaş, bu vizyonsuzluğu hak etmiyor.

Beşiktaş’ın yeri Avrupa’dır. Beşiktaş’ın hedefi dünya markası olmaktır.

Bugünkü üzüntümüz, yarının umuduna dönüşmelidir.

Çünkü biz Beşiktaşlıyız; asla pes etmeyiz


EN ÇOK İZLENEN VİDEOLAR
youtube kanalımıza abone olun





Kişisel verileriniz Şirketimiz tarafından farklı kanallar veya ilgili mevzuat kapsamında kamu veri tabanları üzerinden ve farklı hukuki sebeplere dayanarak; sunduğumuz ürün ile hizmetleri sağlamak, geliştirmek ve ticari faaliyetlerimizi yürütmek amacıyla toplanmaktadır.

KABUL EDİYORUM ÇEREZ POLİTİKASI