Beşiktaş ruhu, çürük ayakların gölgesinde!
Daha 10. dakikada dedim ki: “Oluyor galiba…”
Çünkü sahada öyle bir 11 vardı ki…
En azından herkes kendi mevkisinde oynuyordu!
Bu sezon bu bile bir gelişme sayılıyor artık.
Ama asıl gözüm sahadaki o çocuğa takıldı.
Mustafa Erhan Hekimoğlu.
17 yaşında. Henüz bıyıkları yeni terlemiş.
Ama yüreği, Beşiktaş tribünleri kadar büyük.
İşte o çocuk…
İlk 11’de sahaya çıktı.
Korkmadı. Saklanmadı.
Ayağı titremedi.
Formanın hakkını verdi.
Beşiktaşlılık böyle bir şeydir kardeşim…
Rakibinden topu kaptı.
Chamberlain’e verdi.
Chamberlain, yıllar sonra klasını hatırladı, Rashica’ya yolladı.
Rashica, “hadi oğlum” dedi Rafa’ya…
Rafa da aldı, klas bir plaseyle topu ağlara bıraktı.
Hop: 1-0.
Beşiktaş'a gönül verenler kalktı ayağa,
Siyah-beyaz umutlar bir kez daha parladı.
Ama sonra…
Sonra bildiğimiz Beşiktaş geri döndü.
İkinci yarının başında, yaşına başına bakmadan
İsmail Köybaşı çıktı geldi.
Uçan tekme tarzı bir Şut,
Allah'ı var güzel vurdu: Gol!
Beşiktaş için sonrası?
Karanlık.
Kaos.
Komedi.
Pas yok. Plan yok.
Takım birbirini tanımıyor.
Kimsenin eli belinde değil çünkü herkes zaten beline kadar batmış.
Bir kişi hariç:
Mert Günok.
Allah’tan o var.
Beşiktaş kalesi değil, kale gibi adam.
Bir kişi daha:
Amir.
Tek başına savaşıyor.
Sanki geri kalan 9 kişi Çeşme’de plajda.
E hoca?
Solskjaer?
Norveç’te kuzey ışıkları mı izledin hocam maçtan önce?
Takımı niye kararttın?
Mustafa iyi oynarken neden çıkardın?
Soruyorum…
Cevap yok.
Ama tribünlerde cevap vardı.
Beşiktaş taraftarı…
İzmir’deydi.
Gök gürledi sanki, öyle bağırdılar.
12. adam değil…
Sahadaki en adamlı adamlardı.
Ama…
Maalesef yine olmadı.
Avrupa hayali suya düştü.
Ama bu su, serinletmez.
Bu su, yakar.
Çünkü Avrupa’ya gidemezsen,
Kayıp sadece Euro olmaz.
Ve karşımızda…
Mütevazı bir Anadolu takımı:
Göztepe.
Az parayla, çok iş yapıyorlar.
Düşük bütçeyle, yüksek ahlak sergiliyorlar.
Bu ligde örnek mi istiyorsun?
Bak Göztepe’ye…
Sen de utan Beşiktaş'ı bu hali getirenler!
Sen de utan bu takımı kuran ve koruyan yönetimler.
Sen de utan Solskjaer.
Sizin yüzünüzden Mustafa gibi çocuklar bile
Bu formaya küsmeye başlayacak diye korkuyorum.
Sahi, Semih gezen sezon neydin, ne hale geldin be evlat!
Sonra; sürekli kaos, sürekli kongre ortamıyla dernek, grup ve çıkarcıları düşündüm.
Divan Kurulu'ndaki yumruklaşma geldi aklıma!
Ve korkuyorum ki…
Beşiktaş taraftarı yandı.