23.11.2025
Frank Sinetra’dan My Way yerine Küçük Emrah’tan Acıların Çocuğuyum!..
Rafa Silva olsam ben de bu takımda bir dakika durmak istemezdim. Beşiktaş’ın ne hedefi var ne de başarı istemi. Kabul etseniz de etmeseniz de Rafa Silva bir marka. Kim marka değerinin düşmesini paşa paşa kabullenir? Rafa Silva’ya hiç kızmıyorum, ayrıca size de kızmıyorum. Devirle birlikte söylem de değişti; Beşiktaş’ın parası deniz, yemeyen keriz!..
Yozlaşmış, çürümüş çoğunluğun ağızdan çıkan ‘yalanlar’ sıradanlaşıp türevleri tarafından normal karşılanır oldu. Oysa geçmişte yalan söyleyen toplum içinde ayıplanır ve onlar için iğneleyici özdeyişler kullanılırdı; ‘Yalancının mumu yatsıya kadar yanar’, ‘Yalan söylemiş olman değil, artık sana inanmamam sarsıyor beni’, ‘Az yalan söylenmez; yalan söyleyen her yalanı söyler…’ Son çeyrek asırda toplum öyle bir noktaya evrildi ki geri dönüş artık olanaksız gibi gözüküyor! İnsanın gözünün içine baka baka yalan söyleyenler söyledikleri yalana önce kendileri inanmaya başlar oldu. Örnek; Beşiktaş Kulübü Başkanı Serdar Adalı, Rafa Silva’yı medya önünde suçlarken şu cümleyi kuruyor; "Bu transfer dönemindeki başarımızın yüzde 90 olduğunu düşünüyorum. Sergen Hoca'nın da oyuncularla sorunu yok." Sevgili Serdar Adalı, vallahi de billahi de hatta iki gözüm önüme aksın ki ayrıca ekmek mushaf çarpsın ki… David Jurasek, Tammy Abraham, Orkun Kökçü, Wilfred Ndidi, Taylan Bulut ve Rıdvan Yılmaz'ı ben değil siz, üstüne üslük yönetimdeki arkadaşlarınıza danışmadan ‘akıl hocanızla’ tek başınıza transfer ettiniz. Bu da yetmezmiş gibi takımın başına teknik direktörlük kariyerinde hiçbir hedefi ve hırsı olmayan Sergen Yalçın’ı getirdiniz…
David Jurasek yedek kulübesiyle özdeşleşti, Tammy Abraham değil gol atmak ayakta durmakta güçlük çekiyor, Orkun Kökçü beklenenden çok uzakta, Wilfred Ndidi orta sahada tek başına yetersiz, Taylan Bulut varlığı yokluğu belli değil ve Rıdvan Yılmaz ne kanadının ne de Beşiktaş’ın oyuncusu. İzledik sizin Beşiktaş’ınızı İnönü Stadı’nda Samsunspor karşısında; konuk ekip 15 dakika içinde 4 pozisyon buldu, Beşiktaş ise rakip kaleye ancak 35’inci dakika cılız bir şut çekebildi. Başta Frank Sinetra’dan My Way sözü vermiştiniz oysa dinlettiğiniz 'Küçük Emrah’tan Acıların Çocuğuyum!..
Eşitlikte (1-1) sona eren Samsunspor maçında şayet konuk ekibin ileri uç elemanları son vuruşlarında biraz becerikli olabilselerdi Beşiktaş sahadan farklı yenilgiyle ayrılırdı. Önce bu gerçeği kabullenip ardından eleştirmeli. Beşiktaş’ın ne oyun planı var ne de mevcut oyuncularına göre oynama planı. Sergen Yalçın’ı severim iyi insandır ancak iyi insan olmak ayrı, başarıya odaklanmış teknik direktör olmak çok farklı. Serdal Adalı da iyi insan kuşkusuz ama olmuyor ve olmayacak da…
Salih Uçan’ın, Emirhan Topçu’nun, Gökhan Sazdağı’nın, Rıdvan Yılmaz’ın, Demir Ege Tıknaz’ın forma giydiği takımdan ‘kestane kebabı’ dışında ne olur? Bu gerçeği gören sadece ben miyim, elbette ki hayır. Peki Serdal Adalı bu gereksiz ve külfetli transferleri neden yaptı? Belki tümüne yanıt vermek zor olur ama gelen soru havada kalmasın lütfen; Arthur Masuaku’yu gönderip Rıdvan Yılmaz’ı geri getirmek kimin fikriydi? Bunu hangi akıllı istedi ve yaşama geçirdi? İster istemez insanın aklına kötü şeyler geliyor. Benden söylemesi!
Rafa Silva olsam ben de bu takımda bir dakika durmak istemezdim. Beşiktaş’ın ne hedefi var ne de başarı istemi. Kabul etseniz de etmeseniz de Rafa Silva bir marka. Kim marka değerinin düşmesini paşa paşa kabullenir? Rafa Silva’ya hiç kızmıyorum, ayrıca size de kızmıyorum. Devirle birlikte söylem de değişti; Beşiktaş’ın parası deniz, yemeyen keriz!..
Asena Özkan
.jpg)


.png)
.jpg)
.png)
.jpeg)
.jpg)
.jpeg)
.png)
.jpeg)
.jpeg)
.png)
.jpeg)
.png)
.png)
.png)
.png)
.png)
.png)