Beşiktaş camiası, rahmetli Süleyman Seba’dan sonra neden büyük bir mali çöküş yaşadı? Bu sorunun cevabını herkes merak ediyor.
Son yıllarda Beşiktaş’ta başkan olan isimlerin hepsi iş insanı. Ancak bir gerçek var ki, Beşiktaş’ın mali yapısı her geçen gün biraz daha dibe batıyor.
Geçtiğimiz günlerde eski futbol adamı Ziya Doğan’ın bir röportajına denk geldim. Kendisinin şu sözlerine kesinlikle katılıyorum:
Kulüpler şirketleşmeli; çünkü her gelen başkan borçları katlayıp gidiyor."
Çok doğru bir tespit! Beşiktaş gibi büyük kulüplerin denetim mekanizmaları olmadan yönetilmesi, kulübü bataklığa sürüklüyor.
Peki, bir soru soralım:
Diyelim ki büyük bir şirketiniz var ve sizin atadığınız genel müdür, kasadaki parayı çalıp kaçtı.
Ne yapardınız?
- Mafya bağlantılarınızı mı devreye sokardınız?
- O kişiyi bulup paranızı geri mi alırdınız?
- Hatta belki daha da ileri mi giderdiniz?
Peki Beşiktaş’ın kasasından milyonlarca euro uçarken neden kimse hesap sormuyor?
Beşiktaş’ın parası çakıl taşı mı? Yoksa burası gerçekten bir "Ali Baba'nın Çiftliği" mi?
Son başkan Serdal Adalı, Hasan Arat yönetiminin borçları 15 milyar TL’ye çıkardığını açıkladı.
Peki, neden hesap sormuyor?
- UEFA ve FIFA’daki spor mahkemelerine başvurup çalınan paraları geri almak için adım atmalı!
Aksi takdirde, Beşiktaş taraftarının gözünde saygınlık kalmayacak.
- Beşiktaş, kendi içinde büyük bir temizlik yapmalı!
- Kim ne çaldıysa, yerine koymalı!
- Yöneticiler hesap vermeli!
Beşiktaş’ın geleceği için artık birilerinin gerçekten taşın altına elini koyması gerekiyor. Aksi halde, kulüp geri dönüşü olmayan bir noktaya sürükleniyor.
Kimse bu büyük camiayı kişisel çıkarları için kullanamaz!
Murat Topçu - Kartalhaber